Dilimiz bazen öyle bir
hayat yaşar
ki, akşam olunca ağızda uyumak istemez.
Mübarek mekan ağızdan, bir ahıra kaçma arzusu duyar. Belki de hayvan gibi
gündüzü yaşadı, geceyi de meşrebine uygun bir yerde geçirme gereği duyuyor.
Kusura bakmayın, bu dil
öncelikle benim dilim. Ama genelde, bir toplum sorunu. Dil, eğer insanlar arasında bir araçsa ve halk
arasında geziyorsa onun yaşam şeklini de sorgulamak gerekli. Mesela hiç
dikkatinizi çekmedi mi? Dilinize yansıyan sözcükleri deme tavrının doğanıza ve
kültürünüze edaca yansıdığı. III. Selim’den itibaren konuşulan Türkçe’nin kudüm
ve zillerle gevşeyip bir fikir taşıma ciddiyetinden uzaklaştığı.
Dilde meşrep bu yüzden hayati derecede önemlidir. Sanırım insanlara günlük hayat içinde kat tayin eden de budur.Böyle de olsa, benim at koşturmak istediğim dil bazılarının karnımda birilerinin göğsümde dediği dalak dilidir. Bir çeşit ümmet dilidir. Halk, orada en net görünür.
ADEM KALAN