14 Haziran 2015 Pazar

Dil, Meşrep

Dilimiz bazen öyle bir hayat yaşar ki, akşam olunca ağızda uyumak istemez. Mübarek mekan ağızdan, bir ahıra kaçma arzusu duyar. Belki de hayvan gibi gündüzü yaşadı, geceyi de meşrebine uygun bir yerde geçirme gereği duyuyor.

Kusura bakmayın, bu dil öncelikle benim dilim. Ama genelde, bir  toplum sorunu. Dil, eğer insanlar arasında bir araçsa ve halk arasında geziyorsa onun yaşam şeklini de sorgulamak gerekli. Mesela hiç dikkatinizi çekmedi mi? Dilinize yansıyan sözcükleri deme tavrının doğanıza ve kültürünüze edaca yansıdığı. III. Selim’den itibaren konuşulan Türkçe’nin kudüm ve zillerle gevşeyip bir fikir taşıma ciddiyetinden uzaklaştığı.

Dilde meşrep bu yüzden hayati derecede önemlidir. Sanırım insanlara günlük hayat içinde  kat tayin eden de budur.Böyle de olsa, benim at koşturmak istediğim dil bazılarının karnımda birilerinin göğsümde dediği dalak dilidir. Bir çeşit ümmet dilidir. Halk, orada en net görünür.

Çünkü Milleti daha ziyade yürekten bilmek gerek. Ben halkı içime ekip burada hasat etmeyi severim. Halkın köklerini orada daha iyi görürsünüz. Halk sade el ayak, oturup kalkma veya kültür seremonisi, kelimeler yığını değildir. Halkın biçimi, iç dünya ve manasının yanında nedir ki?  


ADEM KALAN