6 Nisan 2014 Pazar

İslam'ın Kalın Türk'ü mü Mehmedi mi?



İtibar dergisinin,  Nisan 2014 sayısında Yağız Gönüler’in, Ercan Yıldırım’ın ‘Anadolu’da İslam Ruhu : Vatan Millet oluşumu’ adlı kitabı üzerine bir değini metni var. Aslında Ercan Yıldırım da, Yağız Gönüler de İsmet Özel’in yıllardır söyleye geldiği şeyleri başka cümlelerle tekrar etmişler. Şunu söyleyelim önce. İsmet Özel’le Anadolu ruhunu kavramaya çalışan bir insan bazı önemli noktaları İsmet Özel’i köprü olarak kullandığı için elden peşin peşin kaçıracak demektir. Üstelik İsmet Özel’in sunduğu Anadolu ruhu kendi içinde çatışan bir yapıya sahiptir. Gerçekten Anadolu ruhu, İsmet Özel’in ‘Kalın Türk’ dediği gibi bir kişiliğin ürünü değildir.  Ve Kalın’lık Anadolu insanı adına hiç de iyi bir çağrışım yapmaz. İsmet Özel, kalınlığı, Anadolu insanının tavizsizliğini ve direnme gücünü anlatmak için kullansa bile bu kelime Anadolu insanını karşılamaz. Bu, aslında İsmet Özel’in burjuvaya ve burjuvazinin ürettiği değerlere karşı beslediği olağanüstü nefretin bir getirisidir. Daha da esası sosyalizmin ürettiği insan anlayışına birebir oturur bu kelime. Çünkü üzerinde pespayelik, mekaniklik, zorbalık gibi çağrışımları var bu kelimenin. Siz hiç kalın Müslüman gördünüz mü? Ya da kalın bir Müslüman olabilir mi? Mesela en savaşçı sahabe Haz. Hamza böyleydi diyebilir miyiz? Gerçi bu tür şeyleri Cahit Zarifoğlu daha iyi bir zemine oturtmuş. Düşmanımı da güzel yenerim vs. Yani kalın olmadan.
 
İkincisi, Yağız Gönüler ‘ aynı metinde ‘derdi devlete, isme oturtmakla (Osmanlı – Selçuklu vb.) başladığımız hatalar silsilesini durdurmamız gerekiyor’ şeklinde bir mantık öneriyor. Tabi metninin alnında da şöyle bir alıntı var. ‘Bizler her zaman Türklerin ayağına gideriz, onları bir defa olsun Batı’ya gelmezler; bu bizim ihtiyacımızın açık bir belirtisidir.’  Bunu söyleyense Voltaire. Ama bunu Voltaire Osmanlı zamanında söylemiş. Bu tür şeyleri İsmet Özel, Türklüğü yüceltmek adına kullanır. Daha doğrusu Anadoluculuk’u tahkim etmek için. Mesela Anadolu Türklüğünün başlangıcını Malazgirt Muharebesi ile başlatır. Başlatsın buna da bir şey denmez. Ama hem Selçuklu, Osmanlı şeklinde akan tarihi,...lı ekini ortadan kaldırmaya çalışacaksın hem de ...lı ekiyle alınmış başarı göstergelerini ...lı ekini reddeden bir fikriyata dayanak yapacaksınız. O zaman soralım. ...lı ekiyle yürüyen tarihimizi silin bakalım, İsmet Özel ya da sen Anadolu’nun hangi ruhundan bahsedebileceksiniz? Ya da hangi başarısından?  Çanakkale Zaferi, İstiklal Marşı ne güne duruyor derseniz. Onlar da ...lı ekinin ortaya çıkardığı bir başarıdır. Daha doğrusu Mehmetçiğin, Mehmetleri olan bir duyuşun.  1923’ten sonra ise ...lı eki milletin içindeki gizli kanallara gömüldü. Oradan akıp duruyor. Müsait bir tarihte tekrar ortaya çıkacak, demektir bunun anlamı. Osman olma biter,  Mehmet olma başlar yani.  Devlet adına  uygun fıtrat çeşitliliğidir bu. Karakter durmadan inşa eder kendisini. Aksi halde, Anadolu’nun kayın ağaçlarıyla sağlamlaştırmak zorunda kalırsınız devletinizi.



Adem KALAN 


Not: (Şiir yazan birinin kendisini gören bir büyük üstata sahip olması hala güzel. 5 Nis Yeprem Türk'ün Önemli Olan kitabını okuyorum. Kabiliyet ürünü ama iktisatsız şiirler var içinde. Değerli bir kitap.)

5 Nisan 2014 Cumartesi

Causalité de base : avant-propos






Akla yatkın; medeniyet ve gelenek kökenli bir milletin hanedan oluşturma amaçlı kimliği: Kalbe yatkın çünkü askerine Mehmetçik diyen ve düzeni ve kutsal kavgayı askeri üzerinden yapmış bir milletin kültür ve iman özeti ismi: Yirminci yüzyılın başlattığı yirmi birinci yüzyıla sarkıttığı etnik kavganın iman temeli alınarak yeniden tarafların birbirini gözden geçirmesi gerektiği fikrini içten içe öne koyan bir titre sahip olduğu için: çoğunluğun Mehmetlerden oluştuğu, Mehmet’in bırakın itiraz edilmesi gereken bir çatı isim olmasını, birleştirme tek yekun haline getirme noktasındaki esrarlı perdeyi yönetici aktörlerin aklına haykırma gücünden dolayı: bırakın şair şairliğini yapsın, aşık olsun, saz çalsın, şarap içsin, nesre yaklaşmasın nazmının içinde debelensin dursun diyenlere karşı şairinde nesri olur, şair de devlet kurar hem bu sadece mısralardan oluşan bir devlet değil fiilen teşkilat ve teşrifatını oluşturacak kadar amacını dışa vurup ezberleri bozduğu için. Irk ve asabiyet temelli yirminci yüzyılın entrika ve propagandanın esiri milyonların önüne doğrudan dolaysız evelemeden gevelemeden devletin bütün müminlerin ortak çatısı olduğunu ve işin temelinin sevgi ve insanı yaşatma şuuru olduğunu haykırdığı için.
 
Dahası ve bil cümle: Hugo’nun nefesiyle, surların önünde İkinci Mehmet;  (Fransız şövalyesine), Ona haykırıyordu:

Kimsin sen?  (La legende des siecles) diyenlere Muhammedi Mehmetleriz deme hakkını yeniden bu ümmete kazandırma ahdinde olduğun için. Mehmetli Devleti, Mehmetlerle dolu devlet Mehmetlerin teşekkül ettirdiği devlet Mehmet adaletini, Mehmet şefkatini ve dirayetini gösterecek devlet olarak medeniyetin bin yıllık Muhammedi iradeye olan teşkilat bağı ve bayrağını omuzlayacak devlet olarak gündemdedir…

impératifs de base: deuxieme point

Allah’ın bu topraklarda herkese verdiği iştir” bir faaliyet, bir ruh, bir mesai, sosyo-ekonomiyi ve sosyo-politiği Allahın elinden alan bir iş akdi olarak Mehmetli Devleti’nin geleceği ve ideali 571 yılında doğan sevgilinin geleceğe doğru bütün doğum yıl dönemlerini bir vuslat aşkıyla kucaklama şuurudur. Bir bunu bilir. Devletler idealize edilir, kurgulanır, hukukla, orduyla parlatılır. Devlet toprak bütünlüğü olan ve siyasal bakımdan örgütlenmişi bir organize yapı. Birlikte yaşam zorunluluğu birlikte yaşanların haklarını birlikte yaşamayanlara karşı koruma ve kollama gücü yani devlet bu ise -ki evet budur-doğallık kendiliğindenlik atfeder.

 Zorlama yoktur, zorakilik yoktur. Türkiye 10.yüzyıldan beridir Türkiye’dir. Türkiye yani Türkeli, Türklerin yaşadığı yurt. Toprak parçası değildir Türkiye vatandır. Tuğrul Bey’in parmağına derviş babanın abdest alırken kullandığı ibriğinin su ağzını yüzük yaptığı muska kutusundan binlerce kez Mekkeli sevgiliye salâvatın Musa’nın Tur dağındaki harfleriyle göğsüne yazdırdığı vahyin binlerce yıllık mirasına bir soluk kadar yakın bir bağdır bu, bağlılığı, intisabıdır bu… Hayal gibi ama hakikat budur abdest testisinin su ağzını parmağına yar yapan bir devlet bilincini yirmi birici yüzyılda bizler taşıyoruz, taşıyacağız.

conclusion de base: troiseme point

Türk devlet şuuru, insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı aynı zamanda ve kesinlikle ilayı kelimetullah temellidir. Allah ve Devlet; Muhammed (a.s) ve Devlet aslında, devletin silsile beyanıdır ve zamanın zeminin önünde ne lazımsa o yapılmalıdır anlayışının real politiği eğer soy ve kurucu lider kendine ve ahfadına Mehmetli Devleti diyorsa, benden onlar, benimle onlar sahiplenişi yani, tarih boyu öyle olduğu gibi (Osmanlı Beyliği-Danişmentli Beyliği- Artukoğlu beyliği- Tolunoğlu beyliği- Selçuklular vs..) belki bir Mehmet adında beyimiz yok ama (ola da bilir) Mehmet’in kalbe+ruha+sırra+hafiye çekilen lafzayi celali bütün azaları beyinde tamam eyliyor.

(Kuruluş , mart nisan, sayı 2)

MEHMET HABİL TECİMEN

27 Mart 2014 Perşembe

Hakan Kalkan


Irak Mı Sandın Filistini Çanakkale İçinde

Filistinde çocuk olmak diyorlar ya
Ne varmış Filistinde çocuk olmakta
Vahşet şuymuş buymuş vahşet ne kelime
Taş atacak gücümüzde mi yok şu incecik bileklerimizde
Hem Allah var bilir misiniz bilmem
Bizim Allah’ımız bizi korur
Onların oyuncakları bile parçalar bedenlerimizi
Ömer’in bağırsakları dışarı çıkmıştı bir keresinde ben gördüm
Bilyeler vardı ben gördüm
Ama siz görmediniz ve duymadınız
‘Vücudum beni öldürüyor Allah’ diye bağırırken
Ve sıyrılmak için çırpınırken bedeninden
Hepimiz dua ettik Rabbimiz meleklerin kuşatsın bizi
Öcümüzü alalım güç ver bileklerimize
Rabbim babalarımızın kefensiz canlarını sürütme kafirlere


                                                                                                   (Fayrap)




Hakan Kalkan, Türk şiirinin son dönemde yetiştirdiği ilginç bir isim. Berrak,  yalın bir zihne sahip öncelikle Kalkan.  Açık, sade ve değerli her eser aslında veli nimettir. Hakikatte halkın zihni de buna yatkındır.  Açıklık verim sağlar çünkü. Güven vericidir. Aslında Türkçe, gerçekte böyle çalışıyor. Felsefi metinlerde bile, yazar biraz diri olsun konuşmaya devam ediyor Türkçe. Elbette bir ihtiyaç şartı var Türkçede.  Gerçi son zamanlarda buna pek itibar eden yok.  Hızlı iletişim hızlı haberleşme tipi böyle bir şeyi mümkün kılmamaya çalışıyor. İnternette kodlar eşeklerle taşınmıyor hani, koşan bir ışık hızıyla karşı tarafa ulaştırılıyor. Ve  insan anlamayı da böyle gerçekleştirmek istiyor. Yanılıyor. İnsan sağlığına kavuşmak istiyorsa idrak kodlarını beyne  eşeklerle taşımalı oysa. Ama bu eşeğin saatte beş km giden eşek olmadığı bilinmeli. En karmaşık olup da doğru çalışan sistemler, böylesi bir açıklığa dayanır.

Sadece halkın anlayıp da sevdiği, ama burjuvanın sarayına sokmadığı bir dile sahip şiir. Ama aynı zamanda, bu durum onun eskimemesini sağlıyor. Kişilik olarak da siyaset olarak da, tazelenmesine katkısı var şiire bu dilin. Kişilikte ve siyasette hem epik hem gelenekseldir, şiir. Nettir de.  Cumhuriyet nesepli değil. Yani kişilikli. 



 MAHMUT BAY

12 Mart 2014 Çarşamba

KURULUŞ DERGİSİ VE YAYIMLARI

SAYI 2
SAYI 1
şiir
düşünce
şiir

                             

9 Mart 2014 Pazar

hz. beygir




              
Ey içimdeki gücüm ey hazreti beygirim
Bu yeprem’in bir gün pil gibi bitecek
Ama Allah’ımız; Mehmet, Nuri, Saffetle...
Dünyada görünmeye devam edecek 





y.t.

3 Mart 2014 Pazartesi

SAYI İKİ




  
KURULUŞ dergisi. İkinci Sayı.  İki gün içinde dağıtıma verilecektir. Bu sayıda iki şairle söyleşi yaptık. Usta şair Erkan Kara ve genç şair Aykut Nasip Kelebekek'le. Zevkle okuyacağınız önemli söyleşiler olduğunu düşünüyoruz bunların. Mehmet Habil Tecimen bu sayımızda birçok metne imza attı. Batıyı dip ve başıyla kavramış bir yazardır, M. Habil Tecimen. Cahit Koytak bir şiirinde amerikaya karşı şu dizeleri yazmıştı:‘Geciktikçe geciken bütün Bünyaminlere/ Kol kanat gerebilirdin oysa sen Amerika. Salih Can Siz şiirinde farklı bir amerika anlayışını dillendirmiş. Amerika'ya ya da batıya 'KAPÇIKAĞIZLARI! diyor.  Tecimen'in Sevgilim adlı şiiri yalın ve kaliteli bir şiir. Ayrıca değinmeler bölümü yine canlı.Bu sayıda devlet üzerine denemeler ağırlıkta.

a. k.