3 Mayıs 2024 Cuma

Felsefe Yorgunluğu

 

Dünya üzerinde felsefi ve siyasi bir yorgunluk var. Siyasette, kitaplarda, günlük hayatta hatta etikte bile bunu görmek, hissetmek mümkün. Belki de bu tür şeylerle, felsefede bir dairenin tamamlanmış olduğunu anlıyoruz.

Batı felsefesi, rezervini tüketti sanırım. Amerika da bu yüzden ortaya çıkmış olsa gerek. Amerika’da felsefe yok. Çünkü şehir devletleri felsefesi küçük ve Amerika hem çeşitli hem kalabalık. Şehir devletleri felsefesi Amerika’da sökmez. Amerika’nın tek filozofu vardır. O da Ezra Pound.

Felsefe ya bitecek ya da el, zihin ve dimağ değiştirmekle kurtulup yoluna devam edecek.

Şehir devletleri mantığı içinde doğan, gelişen felsefeyi aşmış durumdadır, zamanın ruhu. Bilirsiniz Antik felsefe, şehir/ site devletlerinde ortaya çıkmıştı. Modern dönemde de felsefe benzer bir şekilde boy verdi. Aslında bu, Batı felsefesinin tipik tarihi davranışını göstermektedir. Ve eskinin şehir devletleriyle/ beylikleriyle modern çağın cumhuriyetleri arasında pek bir fark yoktur öte yandan. Dünyanın nüfus bakımından oldukça kalabalıklaşmış olması bizi yanıltmasın. Batı felsefesinin değişmez temel özelliğidir, şehir devletlerini inşa eden dimağla gelmek.

Grek felsefesi olsun veya sonradan ona eklemlenen modern felsefe olsun, etik ve dimağ açısından, her anlamda şehir devletleri felsefesidir. Yarın bu dimağ aşıldığında/değiştiğinde farklı bir felsefe ortaya çıkacaktır. Ve tek taraflı bir hakikatle ayakta duran şehir devletleri/ cumhuriyet devletleri felsefesi bu gelişmiş siyasi yapıları etik açıdan elbette taşıyamayacaktır.

Büyü ile bir kabileyi yönetecek, ayakta tutacak etiği inşa edebilirsiniz. Ve şehir devletleri felsefesiyle de bir cumhuriyet / şehir devletleri etiği ortaya çıkarabilirsiniz. Ancak medeniyet devreye girince, sadece şehir devletleri felsefesiyle o büyük felsefi tini kuramazsınız. İnsanın dünya ve ahiret mutluluğu demiş ya filozof, felsefenin ufku aslen burasıdır.

Bu hususta Heidegger’ı iyi anlamak gerekir. Heidegger, hakikat sonrası çağ derken, şehir devletleri dimağıyla ilerleyen bir felsefenin artık mümkün olmadığını mı kast etmişti acaba? Sanırım, öyle. Ve Heidegger, yine Aristoteles’e dönmüştü, yani tekrar şehir devletleri felsefesinin başına. Ama işte oradan da bir şey çıkmamıştı.

Galiba Heidegger’in söylemekten kaçındığı şeyi, Erich Auerbach dillendirmiş: ‘Değişmiş koşullar altında, ulus öncesi Ortaçağ eğitiminin sahip olduğu düşünceye dönmek zorundayız, tinin ulusal olmadığı düşüncesine.’

 (1)Erich Auerbach, Dünya Edebiyatının Filolojisi, Metis Yayınları, 2010


Yeprem Türk

28 Ekim 2023 Cumartesi

KURULUŞ, Kasım- Aralık 2023, Sayı: 60






  

                                                       Kuruluş Dergisi

7 Ekim 2023 Cumartesi

Olağan Şiir, Temmuz- Ağustos 2023

 



Ben yazmasam kimse yazmayacak. Dil ve Edebiyat Derneği, şiir ortamını ucuzlamış bir Unkapanı Plakçılar Çarşısı'na çevirdi. Küçük İbo'lar, Küçük Sezer'ler... Firma: Erdem Müzik. Çocuklara, yeteneksizlere yapılan dosyalara bir bakın. Şiir ortamı ne hale geldi. Bunlar gülünç şeyler. 

Bu sayı Mert Mevlüt Gökçe şiiri için dosya düzenlenmiş. Gökçe'yi şiirde ciddi bulmuyorum. Homo Ludens'in yaptıkları şeyler gibi. Hem Tevfik Fikret'i bir başlangıç kabul etmek hem de Homo Ludens'in şiirini yazmaya çalışmak çatışan şeyler.

 Söylediklerinin kıymeti yok, Gökçe'nin. Her şeyden önce doğuştan şair değil. Gökçe'nin yazdıklarını ilk etap için bile şiir sayamayız. 

Ve şahsen bir yerlere doğru şu tavsiye ile seslenmek isterim: Şair adayı gençleri itin, yok sayın, tepeleyin, ezin. Anasından doğduğuna pişman edin ki gelen sağlam gelsin. Çürükler, gelemesin. Şiirde dinamizm böyle sağlanır. 

Aykut Nasip Kelebek'in yazdıklarına ekleme yapmak istiyorum. 

-Yahya Kemal'in, şiirin kökleri olarak 'Charles Baudelaire, Stephane Mallarme ve Paul Valery' gibi şairleri işaret etmesi, modern şiir anlamında kökün dallarını göstermektir. Bu hususta bugün, Yahya Kemal'in görüşleri aşılmıştır. 

Nasip Kelebek'in değerlendirme yazısında en az yeri Turgut Uyar kaplamış. Turgut Uyar'ı, Fransız kaynaklı şiir estetiğiyle ele almak ve okumak sağlıklı bir şey değil. Bu türden kaynaklarla ters yoldadır Uyar şiiri. Doğaldır. Şiddetlidir. Yer sarsıntısı gibi. Bu bakımdan Ezra Pound'dan daha üst bir yerdedir. Ece Ayhan, Uyar'ın bu kuvvetine hayranlık duyar.  Erkeklik ve kişilik neşesi gümbür gümbürdür, şairin şiirinin. Yabancı bir dile çevrilmesi en zor şiirdir, Uyar şiiri. Büyük şiir yani. Ontik olanın hemen kenarında biten bir poetik görüşle konuşmak daha uygun, onun şiirini. 


Yeprem Türk